George Weah Sporcular, dünyada en fazla popülerliğe sahip olma potansiyeline sahip kişilerdendir. Özellikle futbolcular olmak üzere; basketbolcular, tenisçiler, boksörler, F1 pilotları gibi birçok sporcunun dünyanın her köşesinden hayran grupları var. Öyle ki, İnstagram’da en fazla takipçiye sahip kişilerden birçoğu da sporcular. Hal böyle olunca, çocukluktan başlayan sporcu olma hayalleri ve sporcuları rol model alma eğilimleri gelişiyor. Bu üne sahip olan pek çok sporcu da belirli kitlelerin sesi olabiliyorlar. Rol model ve kanaat önderi olarak görülüp birçok toplumsal meselelere el atabiliyorlar. Ancak bazı sporcular bunlarla yetinmiyor. Halkının ve ülkesinin meselelerini benimseyip bunlara karşı kayıtsız kalamıyor. Hollandalı efsane futbolcu RuudGullit; “futbol ve siyaset birbirine karışmaz” demiş olsa da haksız çıktığı birçok örnek var. Dünya çapında birçok futbolcu ve sporcu siyasete atıldı. Ancak bunlar arasında şüphesiz en çarpıcı olan hikaye George Weah’a aitti.
George Weah Sporcular, dünyada en fazla popülerliğe sahip olma potansiyeline sahip kişilerdendir. Özellikle futbolcular olmak üzere; basketbolcular, tenisçiler, boksörler, F1 pilotları gibi birçok sporcunun dünyanın her köşesinden hayran grupları var. Öyle ki, İnstagram’da en fazla takipçiye sahip kişilerden birçoğu da sporcular. Hal böyle olunca, çocukluktan başlayan sporcu olma hayalleri ve sporcuları rol model alma eğilimleri gelişiyor. Bu üne sahip olan pek çok sporcu da belirli kitlelerin sesi olabiliyorlar. Rol model ve kanaat önderi olarak görülüp birçok toplumsal meselelere el atabiliyorlar. Ancak bazı sporcular bunlarla yetinmiyor. Halkının ve ülkesinin meselelerini benimseyip bunlara karşı kayıtsız kalamıyor. Hollandalı efsane futbolcu RuudGullit; “futbol ve siyaset birbirine karışmaz” demiş olsa da haksız çıktığı birçok örnek var. Dünya çapında birçok futbolcu ve sporcu siyasete atıldı. Ancak bunlar arasında şüphesiz en çarpıcı olan hikaye George Weah’a aitti.
“Futbol ezilen halkların mutluluğudur.” George Weah
George Weah veya tam adıyla George Oppong Weah; 1966 yılında Monrovia, Liberya’da doğdu. Liberya; Amerika’da köleliğe karşı mücadeleleri sonucu azat edilen Afro-Amerikalıların göç ettiği ve kurduğu ülkedir. Öyle ki, ülkeye Liberya; yani özgürlerin toprağı ismi verildi. Ancak o topraklarda yaşayan yerliler, göç edenleri pek hoş karşılamadı ve yerliler ile göç edenler arasında uzun süren savaşlar yaşandı. Bu iç savaşlar sırasında yüz binlerce insan hayatını kaybetti. Çatışma ortamındaki bu ülke, haliyle ekonomik olarak da hiç gelişemedi. Weah da gözlerini oldukça fakir ve çeteler tarafından yönetilen bir mahallede açtı. Ancak sahip olduğu şartlar onu yıldırmadı ve tarihin en iyi Afrikalı futbolcusu olmaktan, Liberya devlet başkanlığına uzandı.
George Weah’ın Hayatı
Geri kalmış bir mahallede ve fakir bir ailede gözlerini açan Weah’ın babası tamirci, annesi ise pazarcıydı. Doğduktan kısa bir süre sonra babasını kaybeden Weah, annesinin de onu bırakmasıyla babaannesi ve 3 kardeşi ile birlikte yokluk içinde büyüdü. George Weah, çocukluğunu Monrovia’nın kenar mahallelerinde, tozlu, asfaltsız ve taşlı sokaklarında top koşturarak geçirdi.
Futbolculuk Kariyeri
Liberya Kariyeri
Yeteneği kısa sürede fark edilen Weah, Liberya’da birçok futbol takımı tarafından denenmeye başlandı. Futbol oynadığı sırada hem eğitimine devam etti hem de yarı zamanlı teknisyen olarak çalıştı. Gençlik yıllarında birkaç okul değiştiren Weah, ortaokulu Müslüman Kongresi’nde okudu ve lise eğitimine Wells Hairston’da devam etti. Ancak iyi bir profesyonel kariyere sahip olmayı kafasına koyan Weah, son senesinde liseden ayrılarak tüm dikkatini futbola verdi. Liberya’da Young Survivors, MightyBarolle, InvincibleEleven, Africa Sportsgibi takımlarda oynadı. Yerel turnuvalarda rüştünü ispatladı ve Liberya Kupası ile Liberya Premier Ligi gibi kazanımlar elde etti.
Kamerun Kariyeri
1988 yılına geldiğimizde ise Weah ismi, Afrika ülkelerinde ün kazanmaya başlamıştı. Kamerun’a transfer olan ve oranın en iyi takımlarından Tonnerre Yaounde de top koşturan Weah, yine iyi bir performans sergileyerek ününü kıtanın dışına taşımayı başardı. Kamerun’dascoutClaude Le Roy, Arsene Wenger’e ulaşarak, Weah’ın yeteneklerini anlattı ve Weah, Kamerun’da geçirdiği yalnızca bir senenin ardından Fransa’ya, Arsene Wenger’in Monaco’suna transfer oldu.
Monaco Kariyeri
Arsene Wenger, Weah’ı Avrupa sahnesine çıkaran teknik direktör oldu ve daha sonralarında da Weah; Arsene Wenger’in kariyeri üzerinde en belirleyici etkiye sahip olan kişi olduğunu söyleyerek onu onurlandırdı. Monaco kariyerine de güzel başlayan Weah, henüz ilk sezonunda Ligue 1’de oynayan en iyi Afrikalı futbolculardan biri oldu ve ilk sezonunun ardından Yılın Afrikalı Futbolcusu ödülünü aldı. Takımıyla 1991’de Coupe de France ve 1992’de Avrupa Kupa Galipleri Kupası finali başarıları elde etti. Monaco’da 4 başarılı sene geçiren Weah, Paris Saint Germain’e transfer oldu.
Paris Saint Germain Kariyeri
1992’de katıldığı ve 3 sezon oynadığı PSG’de; iki Coupe de France, bir Fransa Ligi şampiyonluğu ve bir de Coupe de la Ligue zaferlerine ulaştı. PSG, Weah önderliğinde tarihi boyunca en büyük zafer serilerinden birine imza attı.
Weah da kariyerinin zirvesindeydi ve 1994’te tekrar Afrika’da Yılın Futbolcusu ödülünü kazandı. 1995 yılına geldiğimizde ise Fransa kariyerini sonlandıran Weah, Milan’ın yolunu tuttu.
Milan Kariyeri
1995 yılında efsanesi olacağı Milan’a katılan Weah, takımıyla ilk sezonda İtalya Seria A şampiyonluğuna ulaştı. Aynı zamanda 95-96 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde yarı final oynadılar. Paris’te başladığı ve Milan’da sonlandığı 1995 sezonun ardından Weah; Afrika’da Yılın Oyuncusu, FİFA Dünyada Yılın Oyuncusu ve Ballond’Or ödüllerini kazandı. Futbol tarihinde bu ödülleri kazanan ilk ve tek Afrikalı futbolcu olan Weah, tarihe geçti. Aldığı tüm ödülleri onu keşfeden Arsene Wenger’e adadı. Ayrıca 1996 yılında, bir maçta Portekizli futbolcu JorgeCosta’nın burnunu kırıp 6 maç ceza almasına rağmen, Fair Play Ödülü’nün sahibi oldu. Bu ödülü almasının sebebi ise, ülkesi Liberya’nın Afrika Uluslar Ligi’ne katılabilmesi için, takım arkadaşlarının seyahat ve malzeme giderlerini cebinden karşılamasıydı. 5 sene oynadığı ve adını altın harflerle yazdırdığı Milan kariyerini 1999-2000 sezonunda sonlandırdı ve kiralık olarak İngiltere’nin yolunu tuttu.
İngiltere Kariyeri
Chelsea’ye transfer olan Weah burada bir sezon top koşturdu ve FA Cup kazandı. Kötü performans sergilememesine rağmen kiralık sözleşmesi uzatılmadı ve daha sonra bonservissiz bir şekilde Manchester City’nin yolunu tuttu. Artık yaşını almış olan Weah, Premier Lig’de istediği etkiyi gösteremedi ve City’de de bir sezon oynadıktan sonra Fransa’ya geri döndü.
Kariyerinin Sonu
Marsilya’da bir sezon geçiren Weah,buradan da Suudi Arabistan’ın Al Jazira takıma transfer oldu. Burada da iki sezon top koşturan Weah, 2003 yılında emekli oldu.
Milli Takım Kariyeri
Liberya Milli Takımı için de top koşturan Weah, birkaç turnuvada oynamasına karşın bir başarı elde edemedi. Günümüzde Dünya Kupası’nda hiç oynayamamış en iyi futbolculardan biri olarak değerlendiriliyor. Döneminin forvet oyuncularından çok farklı olan Weah, alışılmış forvetlerin aksine oldukça hızlı, iyi top süren ve çok teknik bir futbolcuydu. Öyle ki günümüzün işlevsel ve çok yönlü forvet anlayışının öncüsü olarak kabul edildi. Ayrıca FİFA’nın yaşayan en iyi 100 futbolcusu arasına girdi. Futbolu bıraktıktan sonra memleketinin sorunlarına odaklanan Weah, 1997 yılında UNICEF İyi niyet elçisi olarak çalıştı. Nelson Mandela ona Afrika Gururu lakabını taktı. Aynı zamanda Nobel gibi bir ödül olan ve siyahilere uluslararası başarılarında verilen Kartal Ödülü’nü kazandı.
İnsani Yardımları
Liberya iç savaşının (1990-2003) bir sonucu olarak, Liberya’daki katliam ve kabus dolu yıllarda Weah; sadece ülkenin popüler imajı değil, aynı zamanda pek çok insan için yaşam kaynağıydı. Liberya’nın yaşadığı karanlık günlerde, ulusunun meşale taşıyıcısı olmuştu.
Liberyalılar’a ev sahipliği yapan mülteci kamplarına sık sık ziyaret gerçekleştiren Weah, yardım malzemeleri sağladı. Okullardaki ihtiyaç sahipli mültecilere sponsor oldu, dezavantajlı öğrenciler ile başarılı öğrencilere burs verdi ve ülke tarihinin en fazla burs dağıtan insanı oldu. Daha iyi bir gelecek için seyahat etme şansı bulan insanların uçak masraflarını karşıladı. Kaptanlığını ve teknik direktörlüğünü yaptığı Liberya Milli Takımı’nın (Lone Star) sponsorluk görevlerini üstlendi. Futbolcuyken malzeme ve seyahat masraflarını karşıladı. (FİFA Fair Play Ödülü) Afrika’daki insani yardım faaliyetlerinde etkin bir şekilde görev aldı. Liberya’daki aşılama kampanyalarının tanıtımına yardımcı oldu. Gana ve Liberya’daki birçok projeye hayati destek sağladı ve HV/AIDS eğitim programlarına katıldı. (UNICEF İyi Niyet Elçisi) Tüm bu sebeplerden dolayı Weah; sadece iyi futbolculuğuyla değil, saha dışındaki çabalarıyla da birçok Afrikalı sporcuya umut ve rol model oldu.
Siyasi Kariyeri
Weah döneminin en iyi futbolcusu olsa da, kariyerinin zirvesindeyken dahi ülkesinin dertleriyle uğraşmayı hiç bırakmadı. Öyle ki Weah, henüz futbolcuyken Liberya devlet başkanı olan Charles Taylor ile ters düşmüştü. Bu olaydan sonra Weah’ın Liberya’daki evi, çeteler tarafından basıldı. O sırada Weah’ın çekirdek ailesi ve kendisi evde olmasa da, kuzenleri, çalışanları ve belli akrabaları çok trajik olaylar yaşamış, cinsel ve fiziksel şiddet görmüşlerdi. Ayıca Weah’ın evi talan edilip yakılmıştı. Ancak Weah o dönem baskı altında olması ve kariyerine devam etmesi nedeniyle pek ses çıkaramamıştı. Bir sene sonra ülkesine davete giden Weah, cumhurbaşkanının yakınlarından birinde kendi masasını, parti sekreterinde ise kendi arabasını görmüştü. 2004 yılında geldiğimize ise, hala iç savaşın yaralarından muzdarip olan ülkesine odaklanan Weah, Demokratik Değişim için Kongre isimli partiye üye oldu ve cumhurbaşkanlığına aday olma niyetini açıkladı. Weah, 2005 yılında yapılan seçimi kaybetti. Weah’ın rakibi ise bir Afrika ülkesinde cumhurbaşkanı olan ilk kadın Ellen Johnson Sirleaf’dı. Weah; lise terk, deneyimsiz ve halkın içinden gelen bir sporcuyken, Sirleaf Harvard mezunu ve çok iyi bir ekonomistti.Weah’ın eğitim durumu eleştiri konusu oldu. 2011 yılında tekrar aday oldu ve tekrar Sirleaf’a karşı kaybetti. 2011 yılında Amerika’da Miami DeVry Üniversitesi’nde İşletme alanında lisans gören Weah, 2013 yılında yine aynı üniversite de Kamu Yönetimi üzerine yüksek lisans yaptı. 2014 yılında Montserrado senato seçimlerinde büyük farkla senato olan ve siyasete devam eden Weah, 2017 yılında tekrar Liberya cumhurbaşkanlığı için aday oldu. Bu kez Demokratik Değişim İçin Koalisyon Partisi’nden aday olan ve karşısında Ellen Johnson Sirleaf olmayan Weah, rakibi Joseph Boakai’ye büyük fark atarak kazandıve ülkesinin 25.başkanı oldu.
George Weah, Liberya’dan çıkmış en başarılı ve en ünlü insan konumunda. Futbolcuyken yeşil sahalarda halkına ilham ve umut olan Weah, siyasi aksiliklere rağmen, etkili ve popüler bir figür olmayı sürdürdü. Girdiği iki seçimi kaybetmesine rağmen vazgeçmeyip üçüncü de başkanlığı kazanmasını bildi. Tıpkı doğduğu ortamda vazgeçmeyip en iyi futbolculardan biri olması gibi. George Weah, Jamaika doğumlu Clar Weah ile evli ve ondan iki oğlu bir kızı var. Her iki oğlu da futbolcu oldu ve bir oğlu ABD milli takımında top koşturuyor. (Timothy Weah) Amerika vatandaşı çocuğunun olması, Amerika, İtalya ve İngiltere’de evlerinin olması ve Fransız vatandaşlığının olması üzerine eleştiriler alan Weah, her zaman ülkesinin dertlerine ortak olmuş ve ülkesi için elinden geleni yapmıştı. Afrika’nın sembolleşmiş yıldız futbolcuları Drogba, Eto, Mane ve Gomisgibi isimler de George Weah’ı, saha içinde ve dışında yaptıkları nedeniyle ilham kaynağı olarak gördüklerini açıkladılar.